Acadlore takes over the publication of JAFAS from 2023 Vol. 9, No. 4. The preceding volumes were published under a CC BY license by the previous owner, and displayed here as agreed between Acadlore and the owner.
Dış Ticarette Akreditifli Ödemeler: UCP 600’e Göre Bankalarda Güncel Örnek Uygulamalar (Letter of Credits in Foreign Trade: Current Applications at Banks According to UCP 600)
Abstract:
In this study; letter of credit as a payment term in foreign trade is aimed to be evaluated by analyzing the application. Hence; data obtained from a participating bank is examined after the literature review. The current applications of letter of credit at banks according to UCP 600 are examined in terms of country, confirmation, importing amount and maturity type due to the purpose mentioned above.
1. Giriş
Günümüz dünyasında ülkeler birbirleriyle sosyal, ekonomik, politik ve kültürel ilişkiler içinde olup, değişik ölçülerde karşılıklı bağımlılık içindedirler. Uluslararası ekonomik ilişkilerin en eski ve en büyük kısmını da ülkelerin birbirinden mal ve hizmet alım satımı yani dış ticaret oluşturmaktadır. Ülkelerin farklı kambiyo rejimleri ve mevzuat yapılarına sahip olmalarından dolayı dış ticaretin boyutu iç ticaretle mukayese edildiğinde daha zor bir durum almaktadır.
Akreditifli ödemelerde; bankanın bir meblağa kadar belirli bir süre içinde belirli belgeler karşılığında ya da öngörülen şartların yerine getirilmesi kaydıyla ihracatçıya ödeme yapılmasını veya ihracatçı tarafından keşide edilen poliçelerin kabul veya iştira edileceği ihracatçıya yazılı olarak taahhüt edilmektedir. Dolayısıyla akreditifli ödemeler bankanın güven fonksiyonu ve itibarını sağlayarak dış ticaretteki kaygının en aza indirilmesine yardımcı olan bir ödeme yöntemidir.
Akreditif uygulamalarında meydana gelen farklılıkların standart kurallar çerçevesinde uygulanmasını sağlamak amacıyla Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafından “Yeknesak Kurallar ve Uygulamalar (UCP) Revizyonları” yayınlanmıştır. Bunlar genel kabul görmüş kurallar olup bu alanda en son düzenleme ise UCP 600 ile 1 Temmuz 2007’de yapılmıştır. Akreditifli ödeme yönteminin kullanılmasında; bankanın hata yahut eksiklere istinaden ödeme yapmaması anlamına gelen “rezerv” uygulamada sıkça karşılaşılan bir sorun olup UCP 600 ile birlikte rezerv uygulamalarının asgari düzeye inmesi, akreditifin geleceğinin güvence altına alınması, kullanımının kolaylaşması amaçlanmaktadır.
Dış ticarette bir ödeme yöntemi olarak akreditifli ödeme şeklinin incelenmesini ve uygulamasının analizini amaçlayan bu çalışmada Giriş kısmının ardından Akreditifli Ödemeler; Tanım ve Tarihçesi, İşleyişi ve Türkiye’de Akreditif Uygulamaları itibariyle incelenmiştir. UCP 600’ün değerlendirildiği üçüncü bölümde eski revizyonlar ve değişim ihtiyacı anılmaktadır. Çalışmanın bir sonraki bölümünde ise bir katılım bankasından 2013 yılında gerçekleştirilen ithalatta akreditifli ödeme yöntemine dair ulaşılan bilgiler SPSS 20.0 programı kullanılarak ülke, teyit, ithalat miktarı ve vade türü açısından Pearson Ki-Kare testiyle analiz edilmiştir.
2. Akreditifli Ödemeler
Akreditif; dış ticarette ödeme ve kredi fonksiyonları olan bir bankacılık işlemidir, “accredits” kelimesinden türemiş olup itibar etmek, onaylamak, temin etmek anlamına gelmektedir ki alıcı ile satıcının birbirlerini tanımadığı durumlarda bir veya daha fazla bankanın taahhütte bulunmasıyla taraflar arasında güven oluşmasını sağlamaktadır (Bölükbaşı, 2008: 21-22).
Akreditif, alıcının (amir) talep ve talimatına dayanarak, bir bankanın (amir bankası) belli bir paraya kadar, belirli bir vade dâhilinde, belli belgeler karşılığında ve öngörülen şartların yerine getirilmesi kaydıyla satıcıya (lehdar) ödeme yapacağını, lehdar tarafından keşide edilen poliçeleri kabul veya iştira edeceğini satıcıya karşı yazılı olarak taahhüt etmesidir (Arzova, 2006: 255).
Anlaşılacağı üzere akreditif; bankalar tarafından verilen bir şartlı ödeme taahhüdü olup diğer ödeme yöntemleriyle karşılaştırıldığında daha kapsamlı bir ödeme yöntemi olarak gözükmektedir.
Akreditiflerin ilk örnekleri çok eski çağlarda ilk olarak Atina’da görülmüş ve “trapezitai” adı verilen özel bankerler arasında kullanılmıştır (Bölükbaşı, 2008: 23). Akreditifin kelime olarak ilk kullanımı ise “Traveler’s Letter of Credit” olarak 18. yüzyılda gerçekleşmiş olup 1840’larda ise Londra’da bankalar arasında uluslararası ticaret işlemleri için kullanılmıştır. 19. yüzyılda dünya ticaretinde İngiliz hâkimiyeti söz konusu olduğundan kullanılan para birimi İngiliz Sterlini’dir ve bu sebepten dolayı akreditif Anglo-Sakson hukuk çevrelerinde doğmuş ve oradan dünya ticaret hayatında uygulama alanı bulmuştur (Demir, 2010). Akreditifin önemi uluslararası alanda özellikle 1. ve 2. Dünya Savaşları’ndan sonra artış göstermiş böylelikle akreditifli ödeme yöntemi küresel anlamda kabul gören bir ödeme şekli hâlini almıştır (Bölükbaşı, 2008).
Uluslararası alanda akreditif işlemlerinin uygulamadan doğan farklılıklarını gidermek amacıyla yapılacak olan çalışmaların sevk ve idare görevi ICC’ye verilmiştir. Bu kurallar ilk olarak 1929 Amsterdam Konferansı’nda bir tasarı olarak onaylanmış ve bu tasarı yalnızca Fransa ve Belçika bankalarınca kabul edilmiştir (Demir, 2010). Çeşitli uluslararası kongrelerde yapılan düzenlemelerden sonra nihayet 1962 revizyonunda İngiltere ve Commonwealth ülkeleri tarafından kabul edilmesi ile birlikte akreditif uluslararası ticarette kabul görmeye başlamıştır (Bölükbaşı, 2008). 1974, 1983 ve 1993 revizyonlarında dünyada yaşanan gelişmeler ve değişmeler ışığında doğan ihtiyaçlar doğrultusunda kurallar çeşitli revizeler yapılarak akreditifle ilgili işlemler güncel hale getirilmiştir (Bölükbaşı, 2008: 24). 1983’ten sonra UCP 400 ve 1994’ten itibaren UCP 500 kullanılmışsa da uluslararası ticarette akreditifle ilgili olarak 1 Temmuz 2007’den bugüne UCP 600 kuralları uygulanmaktadır (Demir, 2010: 23).
Dış ticarette alıcı ve satıcının birbirlerini tanımamasından dolayı farklı ülkelerde farklı kambiyo rejimleri uygulanmaktadır. Dolayısıyla taraflar güvensizlik ve risk içinde bulunmaktadırlar. Satıcı sattığı malların ücretini vaktinde tahsil etmeyi, alıcı ise bedelini ödediği/ödeyeceği malları anlaşılan tarihte teslim almayı istemektedir. Sözü edilen şartlar altında akreditif her iki taraf için de güvenli bir ödeme şeklidir.
Akreditifin tarafları ise şu şekildedir:
Akreditif Amiri: İthalatı gerçekleştiren firma olup bankasına akreditif açma talimatını vererek işlemi başlatan taraftır.
Amir Banka: Akreditif amirinden aldığı talimata dayanarak akreditifi açan bankadır.
İhbar Bankası: Amir bankadan aldığı akreditif metninde kendisine verilen görev gereğince akreditifi lehtara ya da onun bankasına ihbar eden yani lehine akreditif açıldığını bildiren ve şartlarını ona göre tebliğ eden bankadır.
Akreditif Lehtarı: Akreditif lehtarı ihracatçı firma olup, kendisine ihbar edilen akreditif şartlarına göre malı gönderen, buna karşılık da vesaiki de bankasına ibraz eden taraftır. Teyit Bankası: İlgili akreditifte belirtilen şartların eksiksiz olarak yerine getirilmesi halinde ödeme yapma veya poliçe kabul etme taahhüdüne giren bankadır.
İştira Bankası: İştira kelime anlamı olarak satın almak anlamına gelmesine karşın dış ticaretteki anlamı ise yetkili kılınan bankanın akreditif şartlarına uygun vesaik karşılığında derhal ödeme yapması ya da ödeme taahhüdü altına girmesidir. Dolayısıyla ödeme yapan ya da ödeme yükümlülüğünü üstlenen banka “iştira bankası” olarak adlandırılmaktadır.
Rambursman Bankası: Rambursman bankası amir bankanın ödeme ajanıdır. Amir bankadan aldığı ödeme talebi üzerine akreditif bedelini öder ve amir bankanın hesabına borç kaydeder.
Şirinpınar’a göre (2012) genel anlamda ise akreditifli ödeme yönteminin işleyişi aşağıda açıklanmıştır:
1) Alıcı ile satıcı arasında ön görüşme yapılır.
2) Amir bankasına başvurarak akreditif açtırır.
3) Amir banka akreditif mektubunu hazırlayıp lehtar bankaya gönderir.
4) Lehtar bankanın incelemesinden sonra akreditif ihracatçıya ihbar edilir.
5) İhracatçı akreditifi inceleyerek malları sevk eder.
6) Lehtar ihracat sevk belgelerini bankasına sunar.
7) Akreditif teyitli ise ödeme lehtar banka tarafından amir bankaya 7 iş günü içinde yapılır ve gerekli dokümanlar gönderilir.
8) Amir banka ilgili belgeleri amire sunar ve mal bedelini tahsil eder.
9) Akreditif teyitsiz ise amir banka tarafından mal bedeli havale edilir.
10) İhracatçıya ödeme yapılır.
Akreditifli ödeme şeklinin işleyişi Şekil 1’de yukarıdaki sıralamaya istinaden gösterilmektedir:

Akreditifler genel anlamda dört ayrı grupta sıralanmaktadır:
1) Ödeme Sorumluluğu Açısından Akreditifler
a) Teyitli Akreditif
b) Teyitsiz Akreditif
2) Ödeme Koşullarına Göre Akreditifler
a) Görüldüğünde Ödemeli Akreditifler
b) Vadeli Akreditif
c) Kabul Kredili Akreditif
3) Kullanılış Amaçlarına Göre Akreditifler
a) Adi Akreditif
b) Devredilebilir Akreditif
c) Kırmızı Şartlı Akreditif
d) Yeşil Şartlı Akreditif
e) Karşılıklı Akreditif
f) Rotatif Akreditif
4) Dış Ticarette Yaygın Olarak Kullanılan Akreditifler
a) Dönülemez Vadeli Akreditif
b) Dönülemez Teyitli Vadeli Akreditif
c) Dönülemez Peşin Akreditif
d) Dönülemez Teyitli Peşin Akreditif
Türkiye’de 2012-2014 yılları arasında ödeme şekillerine göre yapılan dış ticaret işlemlerinde akreditifin payı aşağıda gösterilmektedir:
2012 | İthalat (Bin USD) | Payı (%) | İhracat (Bin USD) | Payı (%) |
Peşin | 108.000.257 | % 45,65 | 21.875.516 | % 14,34 |
Mal Mukabili | 70.734.281 | % 29,90 | 87.324.963 | % 57,27 |
Vesaik Mukabili | 14.985.436 | % 6,33 | 24.409.530 | % 16,01 |
Akreditif | 22.540.652 | % 9,52 | 14.328.538 | % 9,39 |
Diğer (Bedelsiz, Özel Takas, Bağlı Muamele, Özel Hesap) | 6.676.509 | % 2,82 | 1.737.342 | % 1,13 |
Vadeli Akreditif | 12.404.823 | % 5,24 | 2.518.118 | % 1,65 |
Kabul Kredili Akreditif | 172.928 | % 0,07 | 50.325 | % 0,03 |
Kabul Kredili Mal Mukabili | 452.635 | % 0,19 | 71.411 | % 0,04 |
Kabul Kredili Vesaik Mukabili | 577.619 | % 0,24 | 145.993 | % 0,09 |
TOPLAM | 236.545.141 | % 100 | 152.461.737 | % 100 |
2013 | İthalat (Bin USD) | Payı (%) | İhracat (Bin USD) | Payı (%) |
Peşin | 117.639.578 | % 46,74 | 15.136.099 | % 9,97 |
Mal Mukabili | 77.764.400 | % 30,90 | 93.795.859 | % 61,78 |
Vesaik Mukabili | 15.523.196 | % 6,16 | 25.878.334 | % 17,04 |
Akreditif | 21.271.411 | % 8,45 | 12.280.664 | % 8,08 |
Diğer (Bedelsiz, Özel Takas, Bağlı Muamele, Özel Hesap) | 6.056.605 | % 2,40 | 2.004.279 | % 1,32 |
Vadeli Akreditif | 12.205.980 | % 4,85 | 2.419.749 | % 1,59 |
Kabul Kredili Akreditif | 171.057 | % 0,06 | 38.254 | % 0,02 |
Kabul Kredili Mal Mukabili | 473.676 | % 0,18 | 117.414 | % 0,07 |
Kabul Kredili Vesaik Mukabili | 555.348 | % 0,22 | 131.987 | % 0,08 |
TOPLAM | 251.661.251 | % 100 | 151.802.639 | % 100 |
2014 | İthalat (Bin USD) | Payı (%) | İhracat (Bin USD) | Payı (%) |
Peşin | 107.883.852 | % 48,93 | 13.509.228 | % 9,34 |
Mal Mukabili | 65.674.467 | % 29,79 | 94.735.947 | % 65,56 |
Vesaik Mukabili | 13.691.695 | % 6,21 | 22.069.899 | % 15,27 |
Akreditif | 16.837.769 | % 7,63 | 10.140.699 | % 7,01 |
Diğer (Bedelsiz, Özel Takas, Bağlı Muamele, Özel Hesap) | 5.593.728 | % 2,53 | 1.502.453 | % 1,03 |
Vadeli Akreditif | 9.742.468 | % 4,41 | 2.258.121 | % 1,56 |
Kabul Kredili Akreditif | 109.766 | % 0,04 | 38.940 | % 0,02 |
Kabul Kredili Mal Mukabili | 463.044 | % 0,21 | 103.151 | % 0,07 |
Kabul Kredili Vesaik Mukabili | 453.487 | % 0,20 | 126.854 | % 0,08 |
TOPLAM | 220.450.276 | % 100 | 144.485.292 | % 100 |
Tablo incelendiğinde Türkiye’nin ithalatında en çok kullanılan ödeme yöntemlerinin sırasıyla peşin, mal mukabili, akreditifli ve vesaik mukabili ödeme şeklinde olduğu görülmektedir. İhracatta kullanılan ödeme yöntemleri ise sırasıyla mal mukabili, vesaik mukabili, peşin ve akreditifli ödemedir. İthalatta peşin ödemenin payının % 50 ve ihracatta mal mukabili ödemenin payının da % 60 civarında olması Türk işletmeleri açısından çok büyük bir dezavantaj olarak yorumlanmaktadır. Akreditifin payı 2012 yılında ithalatta % 9,52 iken ihracatta ise bu oran % 9,39 dolaylarında bir seyir izlemektedir. 2013 ve 2014 yıllarında ise akreditifin oranının giderek gerilediği 2014 yılına gelindiğinde hem ithalatta hem de ihracatta % 7 bandına kadar düştüğü görülmektedir.
3. UCP 600 Kurallarının Değerlendirilmesi ve Getirilen Yenilikler
UCP 600 revizyon çalışmalarına başlandığında akreditifler altında ibraz edilen belgelerin takriben % 70’inin rezervler nedeniyle ilk ibrazda geri çevrildiği görülmektedir (Gül, 2010: 50).
ICC ilk kez 1933 yılında birçok ülkede uygulanan birbirinden ayrı oluşmuş düzenlemeleri “yeknesak kurallar”, bir başka deyişle “bir örnek kurallar” başlığı altında birleştirmiş ve söz konusu kurallar 1951 yılına kadar dünya genelinde tacirler tarafından kabul gördükten itibaren 1962, 1974, 1983, 1993 ve son olarak da 2007’de güncellenmiş bulunmaktadır (Kring, 2009).
UCP düzenlemelerini yayınlayanlar ticari anlamdaki gelişmeleri yakından takip etmişlerdir. Dolayısıyla da gerekli olduğu sürece düzenleme yoluna gitmişlerdir. Yapılan revizyonlar incelendiğinde 1974 revizyonu konteyner ve kombine taşımacılığındaki değişimler nedeniyle, 1983 revizyonu taşımacılık ve haberleşme alanındaki gereksinimlere yanıt verebilmek amacıyla, 1993 yılında yapılan revizyon ise; baskı ve bilgisayar sistemleriyle üretilen belgeleri görüntüleme ile elde edilen imzaları ve elektronik haberleşme yöntemlerini dikkate almak maksadıyla gerçekleştirilmiştir (Yılmaz ve diğ., 2012).
Anlaşılacağı üzere UCP revizyonları çağın gereksinimlerine ayak uydurmak, işlem akışını kolaylaştırmak, taraflar arasında var olan anlaşmazlıkların önceden belirlenmiş birtakım kurallar altında çözümlenmesini sağlamak ve uygulamada görülen eksikliklerin giderilmesi ya da minimum düzeye indirgenmesini amaçlanmaktadır.
Akreditifli ödeme yönteminin gelişimi incelendiğinde bankaların önemli bir rol üstlendiği görülmektedir. Yıllar boyunca yayımlanan çeşitli revizyonlar ile müşterilerin ihtiyaçlarının karşılanması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla uluslararası ticaretin riskli bir alan olmasından ötürü bu alanda gerekli düzenlemeleri yapan dünya çapında bir mahkeme ya da detaylı bir kanuna sahip olan uluslararası bir yapıya ihtiyaç duyulmaktadır.
ICC’nin 85 yıllık birikiminin bir göstergesi olarak ortak bir zemin ve asgari anlamda müşterek olarak UCP ve Bankacılık Uygulamaları (ISBP) kuralları oluşmuş ve bugünkü noktaya gelinmiştir. Ancak kuralların uygulanması ve anlaşılması, kurallara göre akreditif metinlerinin ve belgelerin hazırlanmasında süreç içinde yer alan tarafların bilgi ve hassasiyet düzeyleri farklılık göstermektedir (Polat, 2008).
Yeknesak kuralların düzenlenmesinde yapılan birinci değişiklik UCP 500 içerisinde yer alan 49 madde, UCP 600 kapsamında 39 maddeye indirilmiştir ki bu süreç bazı maddelerin kaldırılması bazı maddelerin ise birleştirilmesi şeklinde gerçekleşmiştir (Yılmaz ve diğ., 2012).
Aşağıdaki tablolarda sırasıyla UCP 500 ile UCP 600’ün sistematik yapıları izah edilerek, ilgili hususlar mukayese edilmektedir:
Ana Başlık | Madde | Konu |
A. Genel Hükümler ve Tanımlar | 1 | Uygulama Alanı |
2 | Akreditifin Anlamı | |
3 | Sözleşmeler Karşısında Akreditifler | |
4 | Mallar/Hizmetler/Yapılan İşler Karşısına Belgeler | |
5 | Akreditifin Açılmasına ve Değiştirilmesine İlişkin Talimat | |
B. Akreditifin Biçimi ve İhbarı | 6 | Dönülebilir/Dönülemez Akreditifler |
7 | İhbar Bankasının Yükümlülüğü | |
8 | Bir Akreditifin Hükümsüz Kılınması | |
9 | Amir Bankalarının ve Teyit Bankalarının Yükümlülüğü | |
10 | Akreditifin Tipleri | |
11 | Tel Haberleşmesi ile Açılan Akreditifler ve Ön İhbarlı Akreditifler | |
12 | Tam ve Açık olmayan Talimat | |
C. Yükümlülükler ve Sorumluluklar | 13 | Belgelerin incelenmesine İlişkin Standart |
14 | Akreditif şartlarına Uymayan (Çelişkili/Rezervli) Belgeler ve Bildiride Bulunma | |
15 | Belgelerin Geçerliliğine İlişkin Sorumluluk Alınmaması | |
16 | Mesajların Çekilmesine İlişkin Sorumluluk Alınmaması | |
17 | Mücbir Sebep | |
18 | Talimat Verilen Tarafın Eylemine İlişkin Sorumluluk Alınmaması | |
19 | Bankalar Arasındaki Rambursman Düzenlemeleri | |
D. Belgeler | 20 | Belgeleri Düzenleyenlere İlişkin Belirsizlik |
21 | Belgelerin Düzenleyicilerinin veya İçeriklerinin Belirtilmemesi | |
22 | Akreditifin Açılış Tarihi Karşısında Belgelerin Düzenlenme Tarihi | |
23 | Deniz/ Okyanus Konşimentosu | |
24 | Ciro Edilemez Denizyolu Taşıma Senedi | |
25 | Charter Party Konşimentosu | |
26 | Çok Şekilli (Multimodal) Taşımaya İlişkin Taşıma Belgesi | |
27 | Havayolu Taşıma Belgesi | |
28 | Karayolu, Demiryolu veya Karasal Suyolu Taşıma Belgeleri | |
29 | Kurye ve Posta Makbuzları | |
30 | Navlun Komisyoncuları (Freight Forwarders) Tarafından Düzenlenen Taşıma Belgeleri | |
31 | “Güverte Üzerinde”, “Yükletenin Tartı ve Sayımına Göredir”, “Gönderenin İsmi” | |
32 | Temiz Taşıma Belgeleri | |
33 | Navlunu Ödenecek/Ödenmiş Taşıma Belgeleri | |
34 | Sigorta Belgeleri | |
35 | Sigorta Kapsamının Tipi | |
36 | Tüm Riskler ve Sigorta Kapsamı | |
37 | Ticari Faturalar | |
38 | Diğer Belgeler | |
E. Çeşitli Hükümler | 39 | Akreditif Tutarına, Miktara ve Birim Fiyatına İlişkin İzinler |
40 | Kısmi Sevkiyat ve Kısmi Kullanımlar | |
41 | Parti Parti Sevkiyat ve Kullanımlar | |
42 | Akreditif Vadesi ve Vesaikin İbraz Yeri | |
43 | Vade Bitimine İlişkin Sınırlama | |
44 | Vade Bitim Tarihinin Uzatılması | |
45 | İbraz Saatleri | |
46 | Sevk Tarihlerine İlişkin Genel İfadeler | |
47 | Sevkiyat Sürelerine İlişkin Tarih Terimleri | |
F. Devredilebilir Akreditif | 48 | Devredilebilir Akreditif |
G. Akreditiften Doğan Paraların Temlik Edilmesi | 49 | Akreditiften Doğan Paraların Temlik Edilmesi |
Tablo 2’de görüldüğü gibi UCP 500 yedi ana başlık altında (1.Genel Hükümler ve Tanımlar, 2. Akreditifin Biçim ve İhbarı, 3. Yükümlülükler ve Sorumluluklar, 4.Belgeler, 5.Çeşitli Hükümler, 6.Devredilebilir Akreditif, 7.Akreditiften Doğan Paraların Temlik Edilmesi) toplam 49 maddeden oluşmaktadır.
Madde | Konu |
1 | UCP’nin Uygulanması |
2 | Tanımlar |
3 | Yorumlar |
4 | Sözleşmeler Karşısında Akreditifler |
5 | Mallar, Hizmetler veya Yapılan İşler Karşısında Belgeler |
6 | Kullanım Yöntemi, Vade Tarihi ve İbraz Yeri |
7 | Amir Bankanın Yükümlülüğü |
8 | Teyit Bankasının Yükümlüğü |
9 | Akreditiflerin ve Değişiklerin İhbar Edilmesi |
10 | Değişiklikler |
11 | Telekomünikasyon Aracılığı İle Gönderilen, Ön İhbarı Yapılan Akreditifler ve Değişiklikler |
12 | Görevlendirme |
13 | Bankalararası Rambursman Düzenlemeleri |
14 | Belgelerin İncelenmesine İlişkin Standart |
15 | Uygun İbraz |
16 | Rezervli /Uygun Olmayan Belgeler, Rezerv Kaldırma ve Bildiri |
17 | Orijinal Belgeler ve Kopyalar |
18 | Ticari Fatura |
19 | En Az İki Farklı Taşıma Şeklini Kapsayan Taşıma Belgesi |
20 | Konşimento |
21 | Ciro Edilemez Denizyolu Taşıma Senedi |
22 | Charter Party Konşimento |
23 | Havayolu Taşıma Belgesi |
24 | Karayolu, Demiryolu veya Karasal Suyolu Taşıma Belgeleri |
25 | Kurye Alındısı, Posta Alındısı veya Postalama Sertifikası |
26 | “Güverte Üzerinde”, Yükletenin Tartı, Sayım ve İçerik” Beyanı ve Navluna Ek Masraflar |
27 | Temiz Taşıma Belgesi |
28 | Sigorta Belgesi Kapsamı ve Tutarı |
29 | Vade Tarihinin veya İbrazın Son Gününün Uzatılması |
30 | Akreditif Tutarında, Mal Miktarında ve Birim Fiyatlarında Tolerans |
31 | Kısmi Kullanımlar veya Kısmi Yüklemeler |
32 | Kısımlar/Partiler Halinde Kullanımlar veya Yüklemeler |
33 | İbraz Saatleri |
34 | Belgelerin Geçerliliğine İlişkin Sorumluluk Üstlenilmesi |
35 | Mesajların İletilmesine ve Çeviriye İlişkin Sorumluluk Üstlenilmesi |
36 | Mücbir Sebep |
37 | Talimat Verilen Tarafın Eylemleri İçin Sorumluluk Üstlenilmemesi |
38 | Devredilebilir Akreditifler |
39 | Akreditiften Oluşacak Fonların Temliki |
Tablo 3’te ifade edilen UCP 600’ün sistematik yapısına bakıldığında ise UCP 500’den farklı olarak ana başlıkların kaldırıldığını ve her bir maddenin kendinden bağımsız ama sistematik bir devam sürecinde oluşturulduğu görülmektedir. Ayrıca UCP 500’de kullanılan 49 maddenin toplamda 39 maddeye indirgendiği görülmektedir.
600’de görülen önemli sayılabilecek bir değişiklik; UCP 500 kapsamında 49 maddeden ayrı olarak ama UCP 500 içerisinde yer alan, akreditif kapsamında ibraz edilen belgelerin orijinal olup olmadığının belirlenmesi ve bu kapsamdaki düzenlemeleri netleştirmek amacıyla oluşturulan dört adet durum notunun “UCP 500’e Ait Bazı Konulardaki Yanlış Yorumlamaların Düzeltilmesi İçin ICC Durum Notları” başlığı altında ifade edilmesidir (Yılmaz ve diğ., 2012).
UCP 600 kapsamında getirilen bir diğer yenilik ise mevcut kuralların ve bu kurallar içerisindeki maddelerin istenildiğinde veya gerek duyulduğunda birinin veya birkaçının kapsam dışı bırakılmasıdır. Dolayısıyla taraflar diledikleri takdirde esnek bir yapı kullanabilmektedir. Bu durumun dezavantajı olarak ise akreditif hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan tarafların korunmasız duruma getirilmesi görülmektedir.
4. UCP 600’e Göre Bankalarda Akreditif Uygulamalarının Değerlendirilmesi
UCP 600 düzenlemesinin uygulamadaki yerinin saptanması amacıyla yapılan bu çalışmada bir katılım bankasının akreditifli ödeme verileri analiz edilmiştir. Bankadan 2013 yılında gerçekleştirilen ithalatta akreditifli ödeme yöntemine dair elde edilen veriler ülke, vade, teyit ve ithalat miktarı bağlamında SPSS 20.0 programında kullanılarak Pearson Ki-Kare testi ile değerlendirilmiştir.
Aşağıdaki tabloda ülke ve vade türü arasındaki ilişki irdelenmektedir.
Vade Türü | Toplam | |||
Ülke | Görüldüğünde Ödemeli | Vadeli | ||
ABD | Sayı | 47 | 68 | 115 |
Oranı | % 40,9 | % 59,1 | % 100 | |
Almanya | Sayı | 47 | 67 | 114 |
Oranı | % 41,2 | % 58,8 | % 100 | |
Bangladeş | Sayı | 89 | 9 | 98 |
Oranı | % 90,8 | % 9,2 | % 100 | |
Çin Halk Cumhuriyeti | Sayı | 900 | 389 | 1289 |
Oranı | % 69,8 | % 30, 2 | % 100 | |
Endonezya | Sayı | 132 | 24 | 156 |
Oranı | % 84,6 | %15,4 | %100 | |
Hindistan | Sayı | 200 | 104 | 304 |
Oranı | % 65,8 | % 34,2 | % 100 | |
Hong Kong | Sayı | 104 | 60 | 164 |
Oranı | % 63,4 | % 36,6 | % 100 | |
İsviçre | Sayı | 39 | 52 | 91 |
Oranı | % 42,9 | % 57,1 | % 100 | |
İtalya | Sayı | 59 | 114 | 173 |
Oranı | % 34,1 | % 65,9 | % 100 | |
Kore Cumhuriyeti (Güney Kore) | Sayı | 161 | 201 | 362 |
Oranı | % 44,5 | % 55,5 | % 100 | |
Pakistan | Sayı | 28 | 83 | 111 |
Oranı | % 25,2 | % 74,8 | % 100 | |
Tayvan | Sayı | 115 | 102 | 217 |
Oranı | % 53 | % 47 | % 100 | |
Türkiye | Sayı | 15 | 82 | 97 |
Oranı | % 15,5 | % 84,5 | % 100 | |
Vietnam | Sayı | 208 | 2 | 210 |
Oranı | % 99 | % 1 | % 100 | |
Toplam | Sayı | 2144 | 1357 | 3501 |
Oranı | % 61,2 | % 38,8 | % 100 |
Tablodan görüldüğü üzere ABD’ye açılan 115 adet akreditifin 47 tanesi görüldüğünde ödemeli olup bu oran % 41’e denk gelirken, vadeli akreditiflerin sayısı 68 olup % 59’luk kısma karşılık geldiği anlaşılmaktadır. Diğer bir örnek olarak Çin’e açılan akreditiflerden ise yaklaşık % 70’inin görüldüğünde ödemeli % 30’unun da vadeli olduğu ifade edilmektedir.
Value | Df | Asymp.Sig (2 Sided) | |
Pearson Chi Square | 542,780a | 13 | ,000 |
Likelihood Ratio | 610,837 | 13 | ,000 |
N of Valid Cases | 3501 |
Vade türü ve ülke arasındaki ilişkiye istinaden aşağıdaki hipotezler kurulmuştur:
H0: Ülke ve vade türü arasında bir ilişki yoktur.
H1: Ülke ve vade türü arasında bir ilişki vardır.
Yukarıda yapılan Ki Kare Testine göre H0 hipotezi güçlü şekilde reddedilmektedir yani ülke ile vade türü arasında bir ilişki olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Dolayısıyla Türkiye, Pakistan, İtalya, ABD, Almanya gibi ülkelerde daha ziyade vadeli, Vietnam, Bangladeş ve Endonezya gibi ülkeler için daha çok görüldüğünde ödemeli işlemler ağırlık kazanmaktadır.
Aşağıdaki tabloda ise vade türü ve teyit arasındaki ilişki irdelenmektedir.
| Teyit | TOPLAM | |||
Vade Türü |
| Evet | Hayır | ||
Görüldüğünde Ödemeli | Sayı | 380 | 2061 | 2441 | |
Vade Türü Oranı | % 15,6 | % 84,4 | % 100 | ||
Teyit Oranı | % 42,2 | % 62,4 | % 58,1 | ||
Vadeli | Sayı | 521 | 1241 | 1762 | |
Vade Türü Oranı | % 29,6 | % 70,4 | % 100 | ||
Teyit Oranı | % 57,8 | % 37,6 | % 41,9 | ||
Toplam | Sayı | 901 | 3302 | 4203 | |
Vade Türü Oranı | % 21,4 | % 78,6 | % 100 | ||
Teyit Oranı | % 100 | % 100 | %100 |
Yukarıdaki tablodan anlaşılacağı üzere görüldüğünde ödemeli olan toplam 2441 siparişten 380 tanesi teyitli iken 2061 tanesi teyitsizdir ve teyitli olanların oranı % 15,6 iken teyit içermeyen kısmın oranı ise % 84,4’tür. Vadeli olan akreditif sayısı ise toplam 1762 iken 521 tanesi teyitli olup bunun % 29,6’lık bir orana karşılık geldiği görülmektedir. Anlaşılacağı üzere vadeli akreditifte teyit oranı daha yüksek ise bile bu oran % 30’u ancak bulabilmektedir.
Value | Df | Asymp.Sig. (2 Sided) | Exact Sig. (2 Sided) | Exact Sig. (1 Sided) | |
Pearson Chi Square | 119,115a | 1 | ,000 | ||
Continuity Correction b | 118,285 | 1 | ,000 | ||
Likelihood Ratio | 117,762 | 1 | ,000 | ||
Fisher’s Exact Test | ,000 | ,000 | |||
N of Valid Cases | 4203 |
Vade türü ve teyit arasındaki ilişkiye istinaden aşağıdaki hipotezler kurulmuştur:
H0: Vade türü ile teyit arasında ilişki yoktur.
H1: Vade türü ile teyit arasında ilişki vardır.
Yukarıdaki tablo için yapılan Ki Kare testine göre H0 hipotezi reddedilmektedir yani vade türü ile teyit arasında önemli bir ilişki olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Genel olarak her iki ödeme türünde de teyitsiz işlemlerin çoğunlukta olduğu ancak vadeli işlemlerde teyit durumunun görüldüğünde ödemeli olanlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Aşağıdaki tablo ise ülkelere göre teyit durumunu ifade etmektedir:
| Teyit | Toplam | ||
Ülke |
| Evet | Hayır | |
ABD | Sayı | 91 | 24 | 115 |
Oranı | % 79,1 | % 20,9 | % 100 | |
Almanya | Sayı | 77 | 37 | 114 |
Oranı | % 67,5 | % 32,5 | % 100 | |
Bangladeş | Sayı | 0 | 98 | 98 |
Oranı | % 0 | %100 | % 100 | |
Çin Halk Cumhuriyeti | Sayı | 71 | 1218 | 1289 |
Oranı | % 5,5 | % 94,5 | % 100 | |
Endonezya | Sayı | 3 | 153 | 156 |
Oranı | % 1,9 | % 98,1 | %100 | |
Hindistan | Sayı | 73 | 231 | 304 |
Oranı | % 24 | % 76 | % 100 | |
Hong Kong | Sayı | 10 | 154 | 164 |
Oranı | % 6,1 | % 93,9 | % 100 | |
İsviçre | Sayı | 85 | 6 | 91 |
Oranı | % 93,4 | % 6,6 | % 100 | |
İtalya | Sayı | 106 | 67 | 173 |
Oranı | % 61,3 | % 38,7 | % 100 | |
Güney Kore | Sayı | 17 | 345 | 362 |
Oranı | % 4,7 | % 95,3 | % 100 | |
Pakistan | Sayı | 1 | 110 | 111 |
Oranı | % 0,9 | % 99,1 | % 100 | |
Tayvan | Sayı | 13 | 204 | 217 |
Oranı | % 6 | % 94 | % 100 | |
Türkiye | Sayı | 62 | 35 | 97 |
Oranı | % 63,9 | % 36,1 | % 100 | |
Vietnam | Sayı | 2 | 208 | 210 |
Oranı | %1 | % 99 | % 100 | |
Toplam | Sayı | 611 | 2890 | 3501 |
Oranı | % 61,2 | % 38,8 | % 100 |
Tabloda ilk sırada yer alan ülkelerden ABD’ye açılan 115 akreditifin 91’inin yani % 79’unun teyitli olduğu oysa Çin’e açılan 1289 akreditifin 1218 tanesinin yani yaklaşık % 95’inin teyidinin bulunmadığı görülmektedir.
| Value | Df | Asymp.Sig. (2 Sided) |
Pearson Chi Square | 1562,296a | 13 | 0,000 |
Likelihood Ratio | 1318,899 | 13 | ,000 |
N of Valid Cases | 3501 |
|
|
Ülke ve teyit arasında kurulan ilişkiye göre aşağıdaki hipotezler kurulmaktadır:
H0 : Ülke ve teyit durumu arasında bir ilişki yoktur.
H1: Ülke ve teyit durumu arasında bir ilişki vardır.
Ki kare testi uyarınca görülen Pearson Ki Kare testine göre H0 reddedilmektedir dolayısıyla ülke ile teyit arasında bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır. İsviçre, ABD, Almanya ve Türkiye gibi ülkelerde teyitli işlemlere daha çok rastlanırken, Bangladeş, Pakistan, Vietnam, Çin ve Tayvan gibi ülkelerde teyit işlemi nadiren görülmektedir.
Aşağıdaki tabloda ise ithalat miktarının vade türü ile ilişkisi irdelenmektedir. Bu amaç doğrultusunda öncelikle açılan akreditifin tutarı aşağıda görüldüğü şekilde kategorilendirilmiştir:
1- 50.000 USD’den az
2- 50.000-100.000 USD arası
3- 100.000- 250.000 USD arası
4- 250.000-500.000 USD arası
5- 500.000 USD’den fazla
|
Kategorik İthalat |
Toplam | |||||
| 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
Görüldüğünde Ödemeli | Sayı | 620 | 704 | 628 | 255 | 234 | 2441 |
Oranı | % 65, 3 | % 61,5 | % 56,5 | % 51, 1 | % 47 | % 58, 1 | |
Vadeli | Sayı | 330 | 440 | 484 | 244 | 264 | 1762 |
Oranı | % 34,7 | % 38,5 | % 43,5 | % 48,9 | % 53 | %41,9 | |
Toplam | Sayı | 950 | 1144 | 1112 | 499 | 498 | 4203 |
Oranı | % 100 | % 100 | % 100 | % 100 | % 100 | % 100 |
Tablodan anlaşıldığı üzere 1. grupta yer alan, miktarı 50.000 USD’nin altında bulunan akreditiflerin % 65’i görüldüğünde ödemeli ve % 35’i ise vadelidir oysa bu dağılım sonraki kategorilerde vadelinin lehine değişmekte olup 5. grupta yer alan, miktarı 500.000 USD’nin üzerinde olan akreditiflerin % 53’ünün vadeli olduğu anlaşılmaktadır.
| Value | Df | Asymp.Sig (2 Sided) |
Pearson Chi Square | 62,073a | 4 | ,000 |
Likelihood Ratio | 62,006 | 4 | ,000 |
N of Valid Cases | 4203 |
|
|
İthalat miktarı ile vade arasındaki ilişkinin incelenmesi için kurulan hipotezler aşağıda gösterilmektedir:
H0 : İthalatın miktarının büyüklüğü ile vade durumu arasında bir ilişki yoktur.
H1: İthalatın miktarının büyüklüğü ile vade durumu arasında bir ilişki vardır.
Yukarıdaki tablo için yapılan Ki Kare testine göre H0 reddedilmekte ve ithalat miktarının büyüklüğü ile vade türü arasında güçlü bir ilişki olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. İthalat miktarı arttıkça vadeli ithalat artarken, ithalat miktarı düştükçe görüldüğünde ödemeli ithalatın payının arttığı anlaşılmaktadır.
Aşağıdaki tabloda ise kategorize edilmiş ithalat miktarına göre teyit durumunun ilişkisinin olup olmadığı araştırılmaktadır.
Teyit |
| Kategorize Edilmiş İthalat | Toplam | |||||
| 1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
| ||
Evet | Sayı | 112 | 141 | 185 | 157 | 306 | 901 | |
Oranı | % 11,8 | % 12,3 | % 16,6 | % 31,5 | % 61,4 | % 21, 4 | ||
Hayır | Sayı | 838 | 1003 | 927 | 342 | 192 | 3302 | |
Oranı | % 88,2 | % 87,7 | % 83,4 | % 68,5 | % 38,6 | % 78,6 | ||
Toplam | Sayı | 950 | 1144 | 1112 | 499 | 498 | 4203 | |
Oranı | % 100 | % 100 | % 100 | % 100 | % 100 | % 100 |
Yukarıda ifade edilen kategoriler ile teyit durumu arasındaki ilişkiyi gösteren tabloya göre 1. grupta yer alan akreditiflerde teyitli olma oranı yaklaşık % 12 iken, ilerleyen gruplarda söz konusu oran artmaktadır ve 500.000 USD’nin üzerinde açılan 5. grup akreditiflerin teyitli olma oranı % 61,4 olmaktadır.
| Value | Df | Asymp.Sig (2 Sided) |
Pearson Chi Square | 627,218a | 4 | ,000 |
Likelihood Ratio | 538,605 | 4 | ,000 |
N of Valid Cases | 4203 |
|
|
H0 : İthalat miktarı ile teyit durumu arasında bir ilişki yoktur. H1: İthalat miktarı ile teyit durumu arasında bir ilişki vardır.
İthalat miktarı ile teyit arasındaki ilişkiyi ortaya koyan Ki Kare testine göre sıfır hipotezinin reddedildiği ve ithalat miktarı ile teyitli olma durumu arasında çok güçlü bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yukarıdaki tablodan da anlaşıldığı üzere ithalat miktarı arttıkça teyit oranını yükselmektedir.
5. Sonuç
Hızla gelişen teknoloji ve iletişim olanakları ile küreselleşme eğiliminin her geçen gün önem kazanması gibi nedenlerden dolayı uluslararası ticarete yönelim son yıllarda büyük miktarda artmış bulunmaktadır. Ancak dış ticaret uygulamaları; kültürler, kambiyo rejimleri ve ülkelerin iş yapış şekilleri gibi farklılıklar nedeniyle yurtiçi ticaretle mukayese edildiğinde daha riskli bir durum arz etmektedir. Dış ticaret işlemlerinde tarafların birbirlerini yeterince tanımıyor olması hem alıcının hem de satıcının ticari kaygılarını artırmaktadır. Dolayısıyla bir bankanın güven fonksiyonu ve itibarının devreye girmesiyle bu kaygının en aza indirgenmesi sağlanmaktadır. Akreditif belirli standartlar altında ve teknikler dâhilinde uygulanabilen uzman bir bilgi birikimi gerektiren ödeme yöntemidir. Akreditifli ödeme dış ticareti mümkün kılan bir güven unsuru olarak tanınsa da bankalar tarafından uygulanan komisyon masrafları ve karşılaşılan rezerv uygulamalarından dolayı uygulamada zaman zaman sorunlar yaşanmaktadır.
Türkiye’nin ithalatında en çok kullanılan ödeme yöntemleri sırasıyla peşin, mal mukabili, akreditifli ve vesaik mukabili ödeme olup ihracatta kullanılan ödeme yöntemleri ise sırasıyla mal mukabili, vesaik mukabili, peşin ve akreditifli ödeme şeklindedir. İthalatta peşin ödemenin payının % 50 ve ihracattada mal mukabili ödemenin payının % 60 civarında olması Türk işletmeleri açısından çok büyük bir dezavantaj olarak yorumlanmaktadır. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de akreditifli ödemelerin % 7 ile % 9 arasında bir seyir izlediği görülmektedir.
Dünya ticareti açısından önem arz eden akreditifli işlemler; UCP tarafından uygulanan özel sözleşmeler olduğundan, tüm dünyada benzer şekillerde kullanılmaktadır. ICC tarafından yayınlanan en son düzenleme olan UCP 600; çoğunlukla 500’deki anlam kargaşasına sebep olan ya da dağınık halde bulunan maddelerin düzenlenmesi ile oluşturulmuştur. Dolayısıyla lojistik, dış ticaret ve sigorta sahalarında teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurularak akreditif uygulamalarına faydalı bir bakış açısı getirilmiş böylece rezerv oranlarında bir azalma söz konusu olmuştur.
UCP 600 kurallarının uygulamasına örnek olarak bir katılım bankasından 2013 yılında gerçekleştirilen ithalatta akreditifli ödeme verilerine dair elde edilen sonuçlar değerlendirililerek ülke, vade türü, teyit ve ithalat miktarı arasındaki ilişkiler incelenmiştir.
Ülkelerin sağladıkları güven imajı ve ticari anlamdaki prestijleri gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda vadeli akreditiflerin kullanım oranında artış meydana geldiği dolayısıyla ülke ve vade türü arasında güçlü bir ilişki bulunduğu vurgulanmaktadır.
Görüldüğünde ödemeli ya da vadeli olarak kullanılan akreditiflerin türü ile teyit arasında da güçlü bir ilişkinin olduğu; vadeli akreditiflerde teyit oranının arttığı anlaşılmaktadır.
Ülkeye göre teyit durumunun incelendiği bir başka analizde ülke ile teyit arasında bir ilişki olduğu net bir şekilde anlaşılmakta, gelişmekte olan ülke ekonomilerinde ithalat akreditiflerinde teyit oranının yükseldiği, ihracat akreditiflerinde teyit oranının düştüğü görülmektedir.
İthalat miktarının beş ayrı kategoriye ayrılarak yapılan analizde söz konusu ithalatın miktarı ile vade türü arasında güçlü bir ilişkinin olduğu anlaşılmaktadır. İthalat miktarı arttıkça vadeli ithalat artarken, ithalat miktarı düştükçe vadeli ithalatın payının azaldığı görülmektedir.
İthalat miktarı ile teyit arasındaki ilişkiyi ortaya koyan Ki Kare testine göre de ithalat miktarı arttıkça teyit oranının yükseldiği; ithalat miktarı ile teyitli olma durumu arasında çok güçlü bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ithalat miktarı, vade ve teyit ilişkisinin doğru orantılı olduğu yapılan analizlerden anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgilenen araştırmacılar için izleyen çalışmalara yönelik olarak benzeri uygulamaların yapılabileceği düşünülmektedir. Örneğin özellikle Ticaret Hukuku çalışmaları için UCP 500 ve 600 arasındaki farklar daha detaylı olarak irdelenebilecektir. İlaveten; akreditifli ödeme yönteminin günümüz uygulamaları açısından analiz edilebilmesi bağlamında ulusal verilerin temininin ardından benzer istatistiki uygulamalar sonrasında daha geniş çaplı bir değerlendirme yapılabilir.
